İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Dijital bankacılıkta özel terzi gibi butik çalışıyoruz”

300 şubesi ve 3 bin 700’e yakın çalışanıyla katılım bankacılığının güçlü oyuncularından Türkiye Finans, gerçekleştirdiği teknolojik dönüşümle müşterilerine yenilikçi çözümler sunuyor. Teknolojideki yeterlilik kapasitesini uluslararası boyutta tescilleyen TR3 tasarım ve işletim belgesine sahip ilk banka olan Türkiye Finans, her yıl yaptığı 30 milyon liralık yatırımla finans sektöründe dijital kuralları belirlemeye hazırlanıyor.

Finans sektöründeki dijital dönüşüme ayak uyduran Türkiye’nin sayılı katılım bankalarından Türkiye Finans, teknolojik altyapısı ile birçok kuruma örnek oldu. Teknolojideki yeterlilik kapasitesini uluslararası boyutta tescilleyerek TR3 tasarım ve işletim belgesine sahip ilk Türk bankası olan Türkiye Finans, bu sayede müşterilerine sunduğu kesintisiz hizmetin hızını artırmış oldu. Bankacılığın en büyük giderlerinden teknolojik yatırımları konuştuğumuz Türkiye Finans Bilgi Sistemleri ve Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Fahri Öbek, sektörün son gelişmeleriyle ilgili bilgi verdi.

GÜÇLÜ BANKA, GÜÇLÜ TEKNOLOJİ

Bankacılığın boyut değiştirdiğine dikkat çeken Fahri Öbek, “Bankacılık teknolojiye dayalı finansal hizmetler sunan bir yapıya dönüştü. Bundan 30 yıl önce bankalarda bilgisayar yoktu. Hesaplar kartona işleniyordu, telefonla şubeler arasında işlem aktarımı yapılıyordu. O dönemler çok geride kaldı ve artık herşey tekonolojiye dayalı hale geldi. Bankacılık işini yapıyorsanız güçlü bir teknolojik altyapıya sahip olmak zorundasınız. Bunun birkaç farklı boyutu var. Bunlardan birisi altyapı. Altyapınızın çok iyi olması lazım. Bunun ardından bu altyapı üzerine nasıl bir iş kurguladığınız. Burada çok hızlı olmak zorundasınız. Kullandığınız uygulamaların günümüz teknolojisini destekliyor olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘TR3’ SERTİFİKADA İLKİ YAPTI

Türkiye Finans Katılım Bankası’nın fiziksel IT altyapısı veri merkezinin 2011’de açıldığının altını çizen Bilgi Sistemleri ve Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Öbek, sözlerine şöyle devam etti: “Biz edindiğimiz tecrübelerle son açtığımız veri merkezini olabileceğin en iyisi olarak tasarlamaya çalıştık. Biz bu veri merkezinin açılmasından 2 yıl sonra TR3 sertifikası almaya hak kazandık. Bu teknolojik altyapı olarak Türkiye’de alınan ikinci TR3 tasarım sertifikasıydı. İncelediğimizde bunun sonraki aşaması olan işletim sertifikasını alan hiçbir şirket yoktu. Biz başvurduk ve işletim sertikası alan Türkiye’deki ilk şirket olduk. Bu sertifikaların özelliği bizim uluslararası bir banka altyapısına sahip olduğumuzun bir göstergesi. İş sürekliliği ve kesintisiz çalışma anlamına da geliyor. Hiçbir koşulda ve şekilde işimizin aksamayacağı yönünde bir güvence. Biz bu veri merkezini açtıktan ve belgeleri aldıktan sonra Türkiye’den ziyarete gelmeyen kurum kalmadı.”

‘TERZİ USULÜ ÜRÜN GELİŞTİRİYORUZ’

Bankacılıkta birçok kalıp teknolojik hizmetler olduğuna dikkat çeken Fahri Öbek, yurtdışıyla Türkiye arasındaki finansal sistemlerdeki farkın terzi usulü bankacılık olduğunu belirterek, Türkiye’de müşteriye özel hazır olmayan ve sıfırdan oluşturulan birçok teknolojik paket bulunduğuna dikkat çekti. Bunun hızlı hareket ve entegrasyon açısından önemli olduğunu vurgulayan Öbek, “Türkiye Finans Katılım Bankası geliştirdiği teknolojik ürünlerde müşterinin yapacağı herşeyi hesaplayarak ve kendisini onun yerine koyarak çevik bir yapıyla hizmet veriyor. Finans sektöründe teknoloji harcamaları ana kalemler arasında yer alır. Bizim banka olarak her yıl 25-30 milyon lira teknoloji giderimiz var. Katılım bankacılığının yapısı geleneksel bankacılığa göre daha kısıtlı. Enstrüman farklılıkları katılım bankacılığının elini kolunu bağlayan faktörler arasında. Ama bunu teknolojininde bize verdiği güçle enstrümanları çeşitlendirerek aşıyoruz” açıklamasında bulundu.

Kaynak: Yeni Şafak Gazetesi

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir