Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Sabah gazetesine vermiş olduğu beyanatta İstanbul Finans Merkezi(İFM)’nin fintek ve İslami finans alanında dünyanın önde gelen merkezlerden birisi olmasını arzuladıklarını ifade etti. Aşan, finans merkezi faaliyete geçtikten beş yıl sonra fiziki olarak yetersiz gelip genişletip ikinci etap için yer arayışına girilmesini muhtemel gördüklerini ifade etti.
Aşan ile röportajın İslami finans alanı ile ilgili olan kısmını paylaşıyoruz:
“İFM’nin FinTek ve katılım finansmanı alanlarında etkin olmasını istediğinizi belirttiniz. Bunu sağlamak için ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Aslında, İFM’nin inşaat kısmı, bu projenin en kolay bölümü. Asıl önemli olan, İstanbul’un ruhunu yansıtacak finansal mimariyi kurgulamak. Finansal teknolojiler ya da katılım finansmanı denilince akla ilk gelen merkezlerden birisinin İstanbul olmasını istiyoruz. Ayrıca, katılım finansmanı en geniş tanımıyla, şu anda yaşanan küresel finansal sistem krizlerine ciddi bir çözüm olabilir.
Dünya, bundan 10 yıl sonra, sürdürülemeyeceği artık belli olan bu küresel finansal sisteminin yerine, katılım finansmanı gibi modellerin daha yaygın kullanıldığı bir sisteme dönüşecek. İnsanlar, neye yatıım yaptıklarını bilmedimleri, risklerini kestiremedikleri yapay finansal ürünler yerine varlığa dayalı seçenekleri tercih edecek. Katılım finansmanı varlığa dayalı yapısı ile paradigma değişimi getiriyor. Bu değişimin öncülüğünü yapmamız lazım. Cumhurbaşkanımız da bu yönde mesajlarını vermişti.
* Yabancı yatırımcıda aranan özellikler neler?
Biz FinTek ve katılım finansmanında yabancıları bekliyoruz. Ama aynı zamanda da azami seviyede yerli insan kaynağı kullanmalarını da istiyoruz. Yabancı şirketlerde, yerli FinTek firmalarının gelişmesini sağlayacak. Onları dünyaya açacak kalitede şirketlerin gelmesi lazım. Katılım finansmanını da bankacılık sektörünün baskın olması nedeniyle istiyoruz. Finansal sistemin tamamını bankacılık sektörü oluşturuyorsa bu sıkıntı yaratır. Bugüne kadar başka seçenek sunulmamış. insanların önüne hem ikna edici hem de benzer ölçüde garanti verebilecek bankacılıktan başka seçenekler getirmemiz gerekiyor.”
İlk yorum yapan siz olun