İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“İslam ülkeleri zekatını verse fakir kalmaz!”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin artırılabilmesi için gerekli maddi ve tarihî şartlar son derece elverişlidir. Önemli olan İslam ülkeleri arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturulması ve bunun kararlılıkla hayata geçirilmesidir” dedi.

15 Temmuz

10 Soruda FETÖ

 

 

“İslam ülkeleri arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturulmalı ve hayata geçirilmelidir”

08.12.2019
Yazdır Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"İslam ülkeleri arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturulmalı ve hayata geçirilmelidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin artırılabilmesi için gerekli maddi ve tarihî şartlar son derece elverişlidir. Önemli olan İslam ülkeleri arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturulması ve bunun kararlılıkla hayata geçirilmesidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör, Genel Sekreterlik ve İslam Kalkınma Bankası başta olmak üzere teşkilatın bu ilk Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’nın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansa verdiği katkılar dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’ni tebrik etti.

“MÜSLÜMANLAR OLARAK 1,7 MİLYAR GİBİ MUAZZAM BİR BEŞERİ KAYNAĞA SAHİBİZ”

Konferanstan çıkacak kararların, İİT üyesi tüm ülkeler için yol gösterici olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alınan kararların uygulamasının da önemli olduğunu, toplantının ancak alınan kararların uygulanmasıyla ümmetin dertlerine deva üreten platformlara dönüşeceğini söyledi.

“Müslümanlar olarak 1,7 milyar gibi muazzam bir beşeri kaynağa sahibiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ülkelerinin doğal kaynaklar ve stratejik konumlarıyla büyük bir potansiyel barındırdığını, ancak tüm bu imkânlara rağmen, İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki toplam payının yüzde 10’u dahi bulmadığını kaydetti.

“EN ZENGİN İSLAM ÜLKESİ İLE EN YOKSULU ARASINDAKİ GELİR FARKI 200 KATI AŞIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millî gelir ve gelişmişlik seviyesi açısından da ülkelerimiz arasında çok ciddi uçurumlar olduğunu görüyoruz. En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkı 200 katı aşıyor. Demek ki Müslümanlar kendi aralarında zekât müessesesini de çalıştırmıyor. Sadece Müslümanlar kendi aralarında zekâtı verecek olsa, İslam ülkelerinde fakir kalmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, coğrafyanın bir yanı lüks ve şatafat içinde yaşarken diğer tarafında açlık, kıtlık ve fakirliğin hüküm sürdüğünü vurgulayarak, “Küresel sabit sermaye yatırımları 20 trilyon doların üzerine çıkmışken, İİT üye ülkelerinin toplam sabit sermaye yatırımları 1,5 trilyon dolar civarındadır. Bu rakamlara baktığımızda ortada çok büyük bir dengesizliğin, çarpıklığın olduğu gayet açıktır. Bu tablo aynı zamanda samimi bir öz eleştiri yapmamız gerektiğine de işaret ediyor” ifadelerini kullandı.

“İSLAM ÜLKELERİ ARASINDAKİ KARŞILIKLI TİCARET VE YATIRIMLARIN ARTTIRILMASI İÇİN GAYRET SARF EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak özellikle İslam ülkeleri arasındaki karşılıklı ticaret ve yatırım imkânlarının arttırılması ile yasal prosedürlerin sebep olduğu engellerin ve tıkanıklıkların açılması için gayret sarf ettiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aralarında İİT üyelerinin de bulunduğu birçok ülke ile yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyleri, karma ekonomi komisyonları ve yüksek stratejik komiteler gibi mekanizmalar tesis ettiklerini kaydetti.

34. İSEDAK Toplantısı’nda ticaretin kolaylaştırılması ve gümrüklerde risk yönetimi, 35. İSEDAK Toplantısı’nda ise gıda güvenliği temaları üzerine kapsamlı oturumlar düzenlendiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece sorunların tespitine odaklanmadıklarını, aynı zamanda çözüm önerileri de getirerek, bunları hayata geçirdiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Kalkınma Bankası Yatırım Sigortası ve İhracat Kredisi Kurumu’nun çalışmalarını önemsediğini belirterek, İslam Özel Sektör Kalkınma Kurumu ile İslam Ticaret Ticaret Finans Kurumu’nun çalışmalarının da takdire şayan olduğunu dile getirdi.

Teşkilat üyesi ülkelerinin kendi aralarındaki ticaret hacmini ve pazarı büyütecek tercihli ticaret sistemi anlaşmasına önem verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm üye ülkeler tarafından anlaşmanın bir an önce uygulamaya alınmasının faydalı olacağını kaydetti.

“TÜRK EKONOMİSİNİN MAKRO GÖSTERGELERİ, TEMELLERİ SON DERECE GÜÇLÜ VE SAĞLIKLI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 17 senede ekonomi ve doğrudan yatırımlar bakamından büyük bir başarı hikâyesi yazdığını belirterek, küresel ve bölgesel zorluğa, hatta geçen yıl ekonomiyi hedef alan sabotaj girişimlerine rağmen istikrarlı bir şekilde yola devam ettiklerini söyledi.

Türkiye’nin, 2002-2010 arasında ortalama yüzde 5,5 alanında büyüme kaydederek dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, bankacılık sektörünün gerek teknolojik altyapısı gerekse de şoklara karşı dayanıklılığıyla gücünü koruduğunu, sektörün yüzde 17 düzeyindeki sermaye yeterlilik oranının, yüzde 8 olan uluslararası standartların üstünde olduğunu bildirdi.

Bugün 126 ülke, 326 şehre sefer düzenleyen Türk Hava Yolları’nın dünyanın en çok yerine uçan havayolu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç, eğitimli ve nitelikli nüfusla ciddi iş gücüne sahip olunduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 üyesi Türkiye’nin satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13’üncü, Avrupa’nın beşinci en büyük ekonomisi olduğunu belirterek, “Türk ekonomisinin makro göstergeleri ve temelleri son derece güçlü ve sağlıklıdır. 2002’den bu yana 220 milyar doğrudan yatırımın Türkiye’yi tercih etmesi bunun göstergelerinden biridir. Güçlü büyüme performansı, sağlam kamu maliyesi ve küresel krizlere karşı dirençli yapısıyla ülkemiz daha önce benzer şartlara sahip olduğu devletlerden pozitif yönde ayrışıyor” dedi.

“YENİ EKONOMİK PROGRAMIMIZLA SÜRDÜRÜLEBİLİR VE DENGELİ BİR BÜYÜME YOLUNDA KARARLILIKLA İLERLİYORUZ”

Küresel ticaret savaşlarının ve finansal piyasalardaki dalgalanmaların etkilerine en hazırlıklı ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni ekonomik programıyla orta ve uzun vadede sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeyi sağlama yolunda kararlılıkla ilerlendiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye doğrudan yatırımların artması için ne gerekiyorsa imkânlar dâhilinde maddi ve manevi bütün destekleri sağladıklarını ifade ederek, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Yatırım Ofisi’nin girişimlere yatırımları öncesinde ve sonrasında gereken her türlü desteği ve kolaylığı sunduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne yatırımcıların ne de ticaret erbabımızın manasız zorluklarla veya suni engellerle boğuşmasına asla rıza gösteremeyiz. İslam dünyasının refahını, menfaatlerini ve ticari iş birliğini siyasi gündemin önünde tutan bir anlayışla hareket edilmesi gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.

“TÜM İMKÂNLARIMIZLA SİZ KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin arttırılabilmesi için gerekli maddi ve tarihî şartların son derece elverişli olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önemli olan, İslam ülkeleri arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturulması ve bunun kararlılıkla hayata geçirilmesidir. Kaçan fırsatları yakalamak bir daha mümkün olmayabilir. Bunun için güç birliği yapmamız, güçlerimizi birleştirmemiz önemlidir. Türkiye olarak hedeflerimize her birlikte ulaşmak için tecrübelerimizi ve elimizdeki imkânları sizlerle paylaşmaya hazırız, tüm imkânlarımızla siz kardeşlerimizin yanındayız” sözlerine yer verdi.

Düzenlenen bu konferansı İslam ülkeleri arasındaki mevcut iş birliğini geliştirecek ve aynı zamanda yeni faaliyet alanlarında tüm dünyaya örnek teşkil edecek projelerin önünü açacak bir başlangıç olarak değerlendirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “35. İSEDAK Toplantısı’nda yaptığım bir çağrıyı burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Resulü Kibriya Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam çok açık şu ifadeyi kullanıyor: ‘Müslümanlar bir bedenin uzuvları gibidir. Nasıl vücudumuzun bir organı acı çektiğinde diğerleri de o acıyı hissediyorsa, dünyanın neresinde olursa olsun kardeşlerimizin dertleriyle dertlenmek bizim ana vazifemizdir. Kardeşlerinin sıkıntılarına duyarsız kalmak bir Müslümana yakışmaz’. İşte az önce Sayın Başbakanın da ifade ettiği gibi, 26 Kasım’da kardeş Arnavutluk’un Durres kentinde 6,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, bu depremde 51 kardeşimiz hayatını kaybetti, bini aşkın Arnavutluk vatandaşı da yaralandı. Burada bir kez daha bu elim olay nedeniyle vefat eden Arnavut kardeşlerimin yakınlarına ve tüm Arnavutluk halkına başsağlığı dilerken, yaralılara da acil şifalar diliyorum.”

ARNAVUTLUK’A YARDIM ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ardından Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile irtibata geçtiğini ve sürekli irtibatta kaldığını, AFAD ve Türk Kızılay, Sağlık Bakanlığı ekiplerinin bölgeye intikal ettirildiğini belirterek, “Arnavutluk’ta 500 ayrı konut yapmak üzere de Çevre ve Şehircilik Bakanımıza talimatı verdim ve şu anda orada da uygun yerlerin tespitiyle inşallah bu 500 konutu inşa edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkenin el ele vererek Arnavutluk’u süratle ayağa kaldırabileceğine vurgu yaparak, öncelikle İslami banka adımının atılması gerektiğini, Türkiye olarak bu konuda adımlar attıklarını ancak yeterli olmadığını kaydetti. Türkiye’nin deprem acısını bildiğini, depremin insanoğlunun başına gelen en büyük felaketlerden birisi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zor durumda Arnavutluk halkının yanında olmanın kendileri için insani bir görev olduğunu vurguladı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerden kardeş Arnavutluk’un yaralarının kısa sürede sarılması için elimizdeki tüm imkânlarla destek olmanızı istirham ediyorum” ifadelerini kullandı.

İlk kez düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’nın tüm İslam âlemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Tabi burada malum kamu var, özel sektör var, yani illa Arnavutluk’a devletlerin gitmesi değil, özel sektörler de gidip oralarda bir şeyler yapabilir. Burada iş adamlarımız da var, iş adamlarımız da buralarda birçok şeyler yapabilir. Konferansın içeriğine zenginlik katacak birikim, tecrübe ve başarıya sahip siz kıymetli yöneticileri de şimdiden tebrik ediyorum, zekâtlarınızı da oraya da aktarmanız mümkün. Sizleri İstanbul’umuzda misafir etmekten duyduğum memnuniyeti bir kez daha tekrarlıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından konferans için Türkiye’de bulunan Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde ve Gine Bissau Cumhuriyeti Başbakanı Aristides Gomes ile ayrı ayrı görüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’ndaki programının ardından gittiği Koç Üniversitesi Hastanesi’nde Ağrı’da teröristlerle çıkan çatışmada yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Yusuf Karataş ve 93 yaşındaki klasik Türk müziği sanatçısı ve tıp doktoru Alaeddin Yavaşca’yı ziyaret ederek, bir süre sohbet etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra hastanede tedavi gören SMA hastası 17 yaşındaki Dilan Kardelen Demir’i de ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerini iletti.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir