İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İslami finans ve borsa çalıştayı yapıldı

İslami finans sektörü, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) ev sahipliği ve Borsa İstanbul’un desteği ile düzenlenen İslami Finans ve Borsa Çalıştayı’nda masaya yatırıldı. İZÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Arif Ersoy, İslami finansın insanı merkeze alan üretim eksenli bir yaklaşımı olduğunu belirtti.

İSLAMİ finans sektörü 2017 yılında yüzde 8.3 büyüyerek, toplam varlıkları 2 trilyon doları aşan ve gün geçtikçe dünyada önem kazanan bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de ise İslami finans yolculuğu 1984 yılında Özel Finans Kurumları (ÖFK) ismiyle başlayıp, 2005’te çıkarılan ve 5441 sayılı Bankacılık Kanunu’nda yer alan Katılım Bankası ismi ile ivme kazanarak devam etmiştir. Süreç boyunca alınan yol ile ülke, İslami finans kuruluşlarının gözdesi haline gelmiş durumda.

Bu anlamda Türkiye’de İslam finansı ve ekonomisinin yaşadığı gelişime düzenlediği etkinlikler, konferanslar, yaz okulları ve eğittiği personelleriyle destek olan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ),akademik çalışmaların da merkezi olmayı hedefleyen projelerine devam ediyor.

İslam finansı ve ekonomisi konusunda öncü çalışmalar yapmayı amaçlayan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami Finans ve Borsa Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı.

“İSLAMİ FİNANS ÜRETİM ENDEKSLİDİR”

Çalıştayda İslami finansın daha insani ve üretim eksenli olduğunu vurgulayan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Arif Ersoy, “İslami finansın temel mantığı tasarrufların üretime kanalizesidir. Tasarruflarınız bir ülkede mal üretimini artırıyorsa ülkenin serveti yükselir. Tasarruflarla yapılan ticarettoplumların refah düzeyini artırır ve sermaye oluşumu sürecini hızlandırır. Finansal değerlerin kullanılacağı bir diğer alan ise sabit yatırımlardır. İslami finansın diğer finanstan farkı tasarrufların başlıca bu üç alana yatırılmasıdır” dedi.

“YAŞADIĞIMIZ PROBLEMLER YAPAY”

 “Esas olan reel değerlerin ticaretinin yapılmasıdır. Borsa bu konuda önemli bir görev üstlenecektir” diyerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Ersoy, “Reel senetlerin dolaşımda olduğu bir yerde ekonomi de bu eksende işleyecektir. Böylece hem enflasyon kontrol altına alınacaktır hem de gelir paylaşımındaki adaletsizlik nispeten azalacaktır. Şu anda yaşadığımız problemler tamamen yapay ve sembolik değerler ticaretine ağırlık veren kapitalist sistemin ürettiği sorunlardır” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“HÜKÜMET DE DESTEKLİYOR”

İslami finansın sistemi kriz anında koruyan veya sistemik riski düşüren bir kavram olarak karşımıza çıktığını vurgulayan Borsa İstanbul Araştırma ve İş Geliştirme Direktörü Doç. Dr. Recep Bildik, “Global stabilitenin sağlanması anlamında İslami finansı önemli bir enstrüman olarak görüyoruz” diye konuştu.

İslami prensiplere uygun birçok menkul kıymetin borsada yer aldığını belirten Doç. Dr. Bildik, İslami finans ürünlerine yatırım yapmak isteyen yatırımcıların bu konuda Borsa İstanbul’dan bilgi alabileceklerini söyledi.

“İSLAMİ FİNANSTA MERKEZ OLMAK İÇİN POTANSİYEL VAR”

Türkiye’nin İslami finansta merkez olabilmesi için büyük potansiyel taşıdığını kaydeden Doç. Dr. Bildik, “Hükümetin ajandasındaki önemli maddelerinden bir tanesi İstanbul’un finans merkezi olması hedefi. Bunun bir alt kategorisi olarak da İslami finans yer alıyor. Yani İslami finans hükümet nezdinde de desteklenen bir husus. Böyle bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Neticede bölgede finans anlamında en gelişmiş borsa, sermaye piyasası Türkiye’de. İslami finansta da bunun gerçekleşebileceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Hürriyet

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir