İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Katılım bankacılığı faiz hadlerine pozitif katkı yapacak”

Türkiye’de ve dünyada sadece ekonomi dünyasının gündemi olmayan faiz tartışmalarına ilişkin, yenisafak.com’a açıklamalarda bulunan Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, faiz kavramına ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

“Ekonomik anlamda faiz, kullanılan parasal kaynakların zaman maliyeti şeklinde tanımlanabilir. Teorik açıdan faiz oranı ise, finans piyasalarındaki parasal kaynakların arz ve talebini dengeler.

Kaynak ihtiyacı arttığında; kamu, gerçek ve tüzel kişiler, kaynak talep ettiklerinde faiz oranı yükselir. Eğer kaynak arzı artarsa; kamu, gerçek ve tüzel kişilerin kaynak talebi azalırsa faiz oranı düşer.”

“TÜM DÜNYADA GÜNCEL TARTIŞMALARIN BAŞINDA GELİYOR”

Faizin, yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada da güncel tartışma konularının başında geldiğini ifade eden Yılmaz, “Çünkü; ‘faiz’ son derece soyut bir kavram. Üstelik faiz, tüm varlık değerlemelerinin temelinde yer alan bir değişken. Faizlerdeki artış, kaynağın zaman maliyetini arttıracağı için varlıkların değer kaybetmesiyle sonuçlanır. Faizlerin düşmesi, kaynağın zaman maliyetini azaltacağı için varlıkların değeri yükselecektir” dedi.

“TÜRKİYE ÜRETİMDE TEKNOLOJİ FORMÜLÜNÜ HEDEFLİYOR”

Türkiye’nin, genç nüfusu ile hızlı büyüyen bir ülke olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Finans teorisi açısından genç yaşta, borç alınır, ileri yaşta borç geri ödenir. Türkiye’nin genç yaşı, kaynak talebinin yükselmesiyle sonuçlanıyor. Bireyler, yatırım yapmak, iş ve aile kurup refahlarını arttırmak için borçlanıyorlar. Böylesine güçlü kaynak talebine karşılık ülkede aynı ölçüde kaynak arzı bulunmuyor. Türkiye, sistematik cari açık veren bir ülke. Cari açık, tasarruftan fazlasını harcamak anlamına gelir. Böylesine güçlü kaynak talebini karşılayabilmek için, Türkiye üretimde teknoloji faktörünü hedefleyerek, verimliliği arttırmayı amaçlamakta” ifadelerini kullandı.

KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRETİM ÇALIŞMALARI HIZ KAZANDI

Katma değeri yüksek üretimi arttırmaya yönelik politikalarına hız verildiğini ifade eden Yılmaz, “Son yıllarda gördüğümüz, biyo-teknoloji, savunma sanayisi, fin-tek, yerli otomobil, pil teknolojisi, sağlık turizmi gibi verimliliği yüksek alanlardaki üretime dönük yatırımların devam etmesi önümüzdeki dönemde kaynak birikimine destek sağlayacak işaretler. TÜİK’in açıkladığı istihdam verilerinde, verimliliği yüksek alanları ayrıştırdığımızda, istihdam artışı, verimliliği düşük sektörlere göre hızlı seyrediyor. Seçici, hedefe yönelik politikaların uygulanması kaynak arzı için pozitif gelişme. Yatırımlar, verimli alanlara yöneltildikçe ülkede katma değer ortaya çıkarak, kaynakların birikmesini sağlayacaktır” dedi.

“İNSANİ FİNANS KATKI VERECEKTİR”

Nihayetinde ülke ekonomisinde verimlilik artışının, kaynak arz ve talebini dengeleyerek, faizi ve beraberinde enflasyonu da düşüreceğini ifade eden Yılmaz, “İnsani finans kavramının ve faizsiz finans kanallarının güçlenmesinin de ülkedeki kaynak birikimini teşvik edecek bir diğer dinamik. Katılım bankacılığı ve bağlantılı finansal ürün zenginliği sağlanması da ülkedeki faiz hadlerine pozitif katkı yapacaktır” açıklamasında bulundu.

Kaynak: Yeni Şafak

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir