İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Savunma sanayisine katılım bankalarından destek

Savunma Sanayii Başkanı Demir, Savunma Sanayi Teknolojileri AŞ (SSTEK) liderliğinde, Vakıf Katılım Bankası, Ziraat Katılım Bankası, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ortaklığıyla bir yola çıktıklarını ifade ederek “Bu fonla amacımız, savunma sanayimizin dışa bağımlılığını azaltmak kadar, özellikle yenilikçi teknolojilere, dinamik genç kitleye girişim sermayelerimizin önünü açmak, onlara destek olmak” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) Nuri Demirağ Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Yenilikçi ve İleri Teknolojiler Katılım Girişim Sermeyesi Yatırım Fonu İmza Töreni’ne katıldı.

Savunma sanayisinin dünyanın her yerinde teknolojinin lokomotifi olduğunu ifade eden Demir, Türkiye’de de bu alanda yapılan çalışmaların ticari alana uyarlanmasında giderek daha başarılı örnekler görüldüğünü söyledi.

Demir, teknolojinin çok farklı boyutlara sahip olması sebebiyle iş birliği ve birlikte iş yapma kültürünün gelişmesini zorunlu kıldığına dikkati çekerek, “Bu bağlamda, Başkanlığımız, şirketlerimizin, KOBİ’lerimizin, araştırma kuruluşlarımızın, üniversitelerimizin katılım ve desteğini sağlayarak sektörün kendi ekosistemini oluşturmasının temellerini atmıştır.” diye konuştu.

İlk çeyrekte 11,7 ikinci çeyrekte ise 40.5 büyüme sağlandı

2002 yılının birçok alanda olduğu gibi savunma sanayisi için de bir milat olduğunu vurgulayan Demir, o dönem 60 civarında olan savunma sanayisi projelerinin bugün 750’yi geçtiğini bildirdi.

Demir, savunma sanayisinde 1500’den fazla firmanın faaliyet gösterdiği bilgisini vererek bu şirketler arasında dünyada ilk 100’e giren birçok firma olduğunu dile getirdi.

Sanayinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 11,7, ikinci çeyreğinde yüzde 40,5 büyümeyle Türk ekonomisinin büyümesine büyük etkide bulunduğunu belirten Demir, sanayinin itici gücü konumundaki savunma sanayisinin de ülkenin kalkınmasına büyük katkı sağlamaya devam edeceğini vurguladı. Demir, söz konusu verilerin yerli ve milli üretimin ülke geleceği için ne kadar önemli olduğu hususunda önemli mesajlar verdiğine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

“Kamunun doğru yönlendirilmesi gerçekten çok önemli. Sadece ithal ikamesi değil, yeni teknolojilerin geliştirilmesinde de önemli bir rol oynamak durumdayız. Bugün SSB, bir taraftan savunma sanayisinde yerlileşme hamlesini yürüterek dışa bağımlılığı azaltmak isterken bir taraftan da biz yeni teknolojileri, dünyada kimsenin yapmadıklarını yapmakla ilgili de projeler geliştirmek zorundayız.”

Demir, SSB himayesinde, Savunma Sanayi Teknolojileri AŞ (SSTEK) liderliğinde, Vakıf Katılım Bankası, Ziraat Katılım Bankası, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ortaklığıyla bir yola çıktıklarını ifade ederek “Bu fonla amacımız, savunma sanayimizin dışa bağımlılığını azaltmak kadar, özellikle yenilikçi teknolojilere, dinamik genç kitleye girişim sermayelerimizin önünü açmak, onlara destek olmak. Fonun faaliyetlerine bugün atacağımız imzalardan sonra başlıyoruz. Fonla yerli ve milli üretim hedeflerinin desteklenmesiyle orantılı olarak, ithalatı değil ihracatı hedefleyen, sadece iç kullanımı değil önemli ölçüde dış pazarı hedefleyen bir yola çıkacağız.” dedi.

Demir, geçen ay gerçekleştirilen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na (IDEF) da değinerek Türkiye’nin bu alandaki kabiliyetlerinin bir kez daha görüldüğünü kaydetti.

“Fon, yeni yatırımcıların sisteme dahil olmasını sağlayacak”

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu da son 20 yılda savunma sanayisinde ciddi atılım gerçekleştirildiğine işaret ederek yapılan atılımlar sayesinde kara, deniz ve hava araçları başta olmak üzere, birçok ürünün diğer ülkeler tarafından talep edilir noktaya gelindiğini söyledi.

Yavilioğlu, Ekonomik Reform Programı çerçevesinde kurulması planlanan Sağlık Endüstrileri ile Yazılım ve Donanım Endüstrileri başkanlıklarının da savunma sanayisini örnek aldığını bildirdi.

Gelecek vadeden, farklı bir bakış açısı sunan ve ticarileşme imkanı taşıyan yatırımlara mutlaka sermaye desteği sunulması gerektiğini vurgulayan Yavilioğlu, Bakanlık olarak girişimcilerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için bir dizi adım attıklarını ve buna devam ettiklerini dile getirdi.

Yavilioğlu, tanıtılan Yenilikçi ve İleri Teknolojiler Katılım Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile sektöre yeni bir soluk getirdiklerini ifade ederek “Bu fon bir taraftan firmalara ölçek kazandırma, müşterilerini geliştirme imkanı sağlarken diğer taraftan da girişim ekosisteminde farkındalığı artırarak yeni yatırımcıların sisteme dahil olmasını sağlayacak.” diye konuştu.

“Türk girişimlerinin ilk çeyrekte aldığı yatırımlar geçen yılın tamamının 3,5 katına ulaştı”

Yavilioğlu, Türkiye’nin teknolojiyi odağına alan start-uplarda büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkati çekerek şu bilgileri verdi:

“2021’in ilk çeyreğinde Türk girişimlerinin aldığı yatırımlar 508 milyon dolara ulaşarak şimdiden geçtiğimiz yılın tamamının 3,5 katına ulaşmış oldu. Bu şirketlerin başarı öykülerine baktığımızda, girişim sermayesi fonlarının katkılarını da görmüş oluyoruz. Savunma sanayisindeki erken aşama firmalarımız da bu başarıya ulaşabilirler.”

Katılım finans sektörünün son 5 yıldaki istikrarlı büyümesine değinen Yavilioğlu, bu süreçte katılım finans kuruluşlarının aktif büyüklüğünün 120 milyar liradan 503 milyar liraya, kullandırdığı finansmanın 72 milyar liradan 247 milyar liraya, sektörün öz kaynaklarının 10 milyar liradan 32 milyar liraya, kuruluşların finansal sektör içindeki payının da yüzde 5’ten yüzde 7,5’e yükseldiğini bildirdi.

Yavilioğlu, “Önümüzdeki dönemde stratejik öneme sahip katılım finans sektörü için müstakil bir kanun hazırlayıp, alt düzenlemeleri de hayata geçireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Fona katılan banka müdürlerinden değerlendirme

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop ise söz konusu fona ilişkin görüşlerini yazılı olarak bildirdi. Girişim sermayesi yatırımlarının, ekonomilerde inovasyon faaliyetlerinin desteklenmesi, verimliliğin artırılması, istihdam yaratılması ve cari açığın azaltılması noktasında önemli bir görev üstlendiğini belirten Öztop, söz konusu fon sayesinde savunma sanayisi tarafından da kullanılabilecek ticari katma değeri yüksek ve yüksek teknoloji odaklı üretimi hedefleyen şirketlere sermaye yatırımı gerçekleştireceklerini kaydetti.

Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş da girişim sermayeleri yatırımlarıyla ülke kalkınmasını desteklemeyi ve uzun vadeli değer oluşturmayı amaçlayan bu projeyi, Türkiye’nin millileşme politikası doğrultusunda attığı en kıymetli adımlardan biri olarak gördüğünü dile getirdi. Göktaş, “50 milyon lira tutarında kaynak sunduğumuz fon sisteminin, savunma sanayisi alanındaki kritik teknolojik ihtiyaçlarımız konusunda dışa bağımlılığımızı önemli ölçüde azaltacağına, ülkemizin bölgesel bir güç haline gelmesine değerli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir de fona 10 milyon lira kaynak sağlayan kurumlardan biri olmanın gururunu yaşadıklarını bildirdi.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir