Şubat 2018’de BDDK kararı doğrultusunda katılım bankacılığı meslek ilke ve standartlarını belirlemek üzere Türkiye Katılım Bankaları Birliği bünyesinde bir danışma kurulu kurulmasına ve tüm katılım bankalarının bu kurulun alacağı kararlara uyması gerektiği şeklinde karar alınmıştı. Akabinde faaliyetlere başlayan danışma kurulu, ilk kararını 30 Haziran 2018 tarihinde, Albaraka Türk Katılım Bankası tarafından Avrupa’da faaliyet gösterecek olan dijital bankacılık altyapısı insha hakkındaki sorusuna verdiği cevap ile almıştı.
Yeni ürünlerin geliştirilmesi açısından önemli addedilen kurul, enflasyona endeksli yeni bir hesap türünün açılıp açılmayacağı yönünde kararını verdi. Kurul, enflasyona endeksli bir karz hesabı açılabileceğini ancak açılan bu hesabın ne katılım hesabı ne de cari hesap olabileceğini, tamamen yeni bir hesap türü olarak müşterilere sunulabileceğini ifade etti.
Kurul ayrıca enflasyona endeksli bir yatırım vekaleti yada mudarebe (emek – sermaye ortaklığı) işleminin ise uygun olmayacağı yönünde karar verdi.
Son olarak ise katılım bankaları murabaha yoluyla fon kullandırırken müşterisine, mevcut uygulamada olduğu gibi baştan belirli bir fiyat ve ödeme tablosu çıkardığı murabaha modeli yanında ödeme tutarını, enflasyonu dikkate alarak aşağı yönde revize edebileceği yeni bir murabaha modeli sunabileceğinin kararını verdi. İşte kurulun üç konu hakkında vermiş olduğu kararın tam metni:
KARAR TARİHİ | : | 22.08.2019 |
KARAR NO | : | 15 |
KARAR KONUSU | : | Enflasyona Endeksli Hesaplar |
İLGİ
Talep Tarihi | : | 29.07.2019 |
Talep No | : | 63862138-804.01-E.13 |
Talep Konusu | : | Enflasyona Endeksli Hesaplar Hk. |
Talep Sahibi | : | TKBB |
TALEP ÖZETİ:
Katılım Bankalarının enflasyona endeksli fon toplama (katılma hesabı, cari hesap vb.) ve fon kullandırma (murabaha, leasing vb.) işlemlerini yapıp yapamayacakları hususunda TKBB Danışma Kurulunun görüşü istenmektedir.
KARAR:
- Enflasyonun olduğu ortamlarda para üzerinden yapılan bir karz akdi esnasında, geri ödeme yapılırken vade dönemindeki enflasyon farkının karz alınan miktar üzerine ilave edileceğinin kararlaştırılması meşrudur.Bu sebeple, katılım bankalarının yeni bir fon toplama yöntemi olarak, enflasyona endeksli ve belirli bir vadesi olan, vade tarihi geldiğinde bankanın müşteriye yatırılan paraya ilave olarak enflasyon farkını da ödeyeceği karz hesapları açmaları mümkündür.Gerekçe:
Karz akdi esnasında, ödeme vadesine kadar geçen sürede enflasyondan dolayı oluşan değer kaybının ödeneceğinin kararlaştırılması karşılıksız bir fazlalığı şart koşmak anlamına gelmez. Bilakis karz anında alınan miktarın aynı değerle geri ödenmesini temin etmeyi sağlaması bakımından hakkaniyete daha uygun bir yoldur. Ayrıca bu durum vade sonunda ödenecek miktarın belirsiz bırakılması anlamına da gelmeyip esasında alınan para miktarıyla ödenecek miktarın birbirine eşitlenmesi ve alınan paranın gerçek değerinde geri verilmesini temine yönelik bir uygulamadır.Oluşturulacak olan karz hesapları, kâr zarar ortaklığı esaslı olmadığı için katılma hesabı değildir. Aynı zamanda özel cari hesap da değildir. Bu hesap katılım bankacılığı açısından yeni bir hesap türü olacaktır. Zira bu hesap özel cari hesaplarda olduğu gibi bir vedia akdi özelliği taşımayıp, kuruluşundan itibaren tam anlamıyla bir karz akdidir. Bu hesapta özel cari hesaptan farklı olarak paranın çekilmesi bir vadeye bağlanmış ve karz veren müşterinin vade sonunda parasını enflasyon farkı ilavesiyle geri alacağı baştan kararlaştırılmıştır.Burada “belirli bir vadesi olan” ifadesiyle bu hesap türü standart özel cari hesaplardan ayrılmaktadır.
Belirli bir vade üzerinden karz akdi yapmak İslam hukukçularının bir kısmına göre meşru kabul edilmese de bunu meşru görenler vardır. Karz akdinin meşruiyet gayesi ve karz alanın belli bir süreye olan ihtiyacı dikkate alındığında bu ikinci görüş daha uygun olarak değerlendirilmiştir.
Bu görüş genel teamüle ve aynı zamanda verilen sözlere sadık kalma yönündeki ahlaki ilkeye de uygundur.
- Enflasyon farkının dikkate alınacağı bir yatırım vekaleti ya da mudarebe akdi hesabı ise meşru değildir.Gerekçe:
Mudarebe akdinde ve bir tür mudarebe akdi olan yatırım vekaletinde kâr, belirli oranlar şeklinde taraflar arasında baştan kararlaştırılır. Ortaklığın zarar etmesi halinde zarara sermaye sahibi katlanır, işletmeci durumundaki mudarib ise emeğinin karşılığını alamamış olur. Mudarib ancak kasıt ve kusurundan kaynaklanan zararı üstlenir. Mudarebe, ortaklık akdi olduğu için, taraflardan birine belirli bir miktar ödeme baştan garanti edildiğinde, o tarafın kâr ve zarara katılımı ortadan kalkmakta ve işlem tümüyle katılım bankacılığı ilkelerinin dışına çıkmaktadır. Mudarebe akdinde yapılması gereken, kârın belirli oranlar üzerinden hesaplanması; zarar halinde ise herhangi bir tarafa ödeme garantisi verilmemesidir. Yatırım vekaleti de bu hükümler bakımından mudarebe akdi gibidir. Dolayısıyla yatırım vekaletinde, akit esnasında vekilin, zararın tamamını ya da belirli bir kısmını tazmin etmesinin kararlaştırılması meşru değildir. Bu yüzden enflasyona endeksleme söz konusu iki fon toplama yönteminde konu dışında bırakılmalıdır. - Katılım bankaları murabaha yoluyla fon kullandırırken müşterisine, mevcut uygulamada olduğu gibi baştan belirli bir fiyat ve ödeme tablosu çıkardığı murabaha modeli yanında ödeme tutarını, enflasyonu dikkate alarak aşağı yönde revize edebileceği yeni bir murabaha modeli sunabilir. Böyle bir murabaha sözleşmesi yapılırken katılım bankası, borcun ödenme sürecinde gerçekleşen enflasyonun, murabaha ile satılan malın bedelini belirlemede esas aldığı tahmini enflasyon oranından düşük çıkması halinde, bu farkı müşteriye indirim olarak yansıtacağı vaadinde bulunabilir. Aynı indirim leasing sözleşmelerinde de yapılabilir.Gerekçe:
Burada satış bedeli baştan belirlenmekte ve akit normal şartlarda bu bedel üzerinden sonlandırılmaktadır. Fakat satıcının herhangi bir sebeple akitten sonra müşteri lehine fiyatta indirim yapması mümkündür. Katılım bankası bu uygulamada düşük çıkan enflasyon miktarını müşterisine bir indirim olarak yansıtmaktadır. Diğer taraftan bu işlem borcun bir kısmından ibra şeklinde de tasavvur edilebilir.Birinci ve ikinci kararlar oybirliğiyle, üçüncü karar oy çokluğuyla alınmıştır.
İlk yorum yapan siz olun