İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“İş yerini ibadet yerine çevirecek olan ahlaktır”

Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde “Kamuda İş Ahlakı” temasıyla düzenlenen “Türkiye İş Ahlakı Zirvesi”nin 3’üncüsü başladı.

Zirvenin konuşmacıları arasında yer alan Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, iş ve meslek ahlakını bir masal ve meseli üzerinden anlatmak istediğini dile getirerek, şunları söyledi:

“Arılar Masalı’nın yazarı 18. yüzyılda yaşamış, küresel kapitalizmin ‘homo economicus’ insan tipine zemin hazırlayan, ilham veren Hollanda asıllı İngiliz yazar ve düşünür Bernard Mendeville’dir. Arılar Meseli’nin sahibi ise mekarim-i ahlakı tamamlamak üzere gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed’dir. Arılar Masalı’nda dünya ve ülkeler birer arı kovanına, insanlar da bu kovanında iş bölümü yapmış arılara benzetilir. Kovan adlı ülkede, başlangıçta her şey çok güzeldir. Tüm arılar bir zenginlik ve refah içindedir. Kovan ülkesi en parlak, en müreffeh dönemlerinden birini yaşamaktadır. Ticaret ve endüstri alabildiğine gelişmiş, bilim ve sanatlar inanılmaz biçimde ileri bir duruma gelmiştir. Her tarafta bir hareket, bir canlılık göze çarpmaktadır. Ancak bir süre sonra bu bolluk ve refah ortamı bozulur, her şey bir kaosa ve kabusa dönüşür. Peki ne oldu da işler kötüye gitti? Masala göre işlerin ters yüz olmasının, bu büyük kaosun ve kabusun en büyük sebebi, ülke sakinlerinin yani arıların dürüst ve ahlaklı olmaya karar vermiş olmalarıdır. Refah ve bolluktan sonra başlayan kriz ve sefaletin yegane sebebi arıların erdemli ve fedakar olmaya karar vermeleridir. Gelelim Arılar Meseli’ne. Bir hadis-i şeriflerinde Sevgili Peygamberimiz gerçek müminleri arılara benzetir ve şöyle buyurur: ‘Nefsim elinde olan Allah’a and olsun ki; gerçek müminlerin misali bal arılarının misali gibidir. Onlar sadece temiz ve helal olanı yerler, sadece temiz ve helal olanı üretirler. Onlar helal ve temiz olanı elde etmek, helal ve temiz olanı üretmek için her yere konarlar fakat tabiattan hiçbir şeyi kırmazlar ve hiçbir şeyi bozmazlar.”

Görmez, masalın günümüzde “küresel piyasanın gerçeği” ve “kapitalizmin ruhu” olduğunu aktararak, “Ahlakın hayat bulduğu iki büyük alan vardır: İdare ve siyaset ile iş ve ticaret. Elbette ahlakın sergileneceği yer cami ve mabet değil ya da sadece cami ve mabet değil, çarşı ve pazardır. Sadece ibadet yeri değil iş yeridir. İş yerini ibadet yerine dönüştürecek olan ise ahlaktır. Sadakatin, samimiyetin, doğruluğun, ahde vefanın, emanete riayetin, salih amelin sergileneceği yer iş ve ticaret alanıdır, yani pazar ve piyasadır.” diye konuştu.

Bugün bu piyasaya direnecek tek gücün İslam olduğuna işaret eden Görmez, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sözlerimi, konuşmamın başında Kur’an-ı Kerimden okuduğum Beled Suresi’nin ilk ayetlerinin verdiği mesajla bitirmek istiyorum. Yüce Rabbimiz, Hazreti Peygamber’in içinde yaşadığı mukaddes beldeye, anneye, babaya ve çocuğa kasem ederek, insanı bir kebed yani bir zorluk ve sıkıntı içinde yarattığını ifade buyuruyor. Kebedin yani bütün zorluk ve sıkıntıların yeryüzünde iki sebebi vardır. Birisi, yani fevkinde, üstünde hiçbir kudret tanımayan güç tutkusu, diğeri deyığın yığın servet harcamayı marifet zanneden tüketim tutkusudur.”

Kaynak: AA

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir