Yeni Şafak Gazetesi’nden Erdal Tanas Karagöl, bugünkü köşe yazısında haftasonu Sabahattin Zaim Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen Türkiye’nin Ekonomik Problemleri ve İslam İktisadının Çözüm Önerileri çalıştayındaki gözlemlerini aktardı. İslami finansın konvansiyonel sisteme bir alternatif olduğunu kabul edersek bu alanda çok çalışılması gerektiğini ifade eden Karagöl, sektörün eksikliklerini objektif bir bakış açısıyla ortaya koyuyor. İşte Karagöl’ün o yazısı:
“Geçen Cumartesi günü İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde “2. Türkiye’nin Ekonomik Problemleri ve İslam İktisadının Çözüm Önerileri Çalıştayı” gerçekleşti.
Bu çalıştayda bir taraftan Türkiye ekonomisinin güncel temel ekonomik sorunları konuşulurken diğer taraftan bu sorunların çözüm önerilerinde özellikle üretim için finans alanında İslami finansın rolü ve katkısının ne olduğu ve İslami finansın global finansal krizlerden korunma konusunda nasıl bir role sahip olduğu tartışıldı.
Ayrıca İslam finansın mevcut konvansiyonel finans sistemini tamamlayan mı yoksa buna alternatif mi olacağı tartışılan önemli konular arasındaydı ve olmaya devam ediyor.
İSLAM EKONOMİSİ İLGİ GÖRÜYOR
Açıkçası bugüne kadar katıldığımız çok konferans oldu. Ama uzun zamandır ilk defa bu kadar motivasyonu yüksek bir katılımcı ve dinleyici topluluğuyla karşılaştım. Bu da İslam ekonomisi alanına ilginin ve talebin gün geçtikçe artmakta olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, İslam finansa son yıllarda hem akademi tarafından yoğun bir ilginin olması hem de reel sektöre konvansiyonel bankacılığın finansal araçlarından farklı araçlar sunması sayesinde finansal derinleşme açısından dünyada büyük ilgi görmekte.
Bu nedenle hem bu çalıştayların gerçekleşmesinde hem de çalıştayda sonuna kadar kalarak katkı veren başta Rektör Prof. Dr. Mehmet Bulut’a ve İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr İbrahim Güran Yumuşak’a ayrı bir sayfa açmak gerekiyor.
Diğer taraftan, İslami finans başta Türkiye gibi dış finansmana ihtiyaç duyan ülkelerin finansal kırılganlıklarını azaltmak için önemli bir hikaye olacağının da göstergesidir.
Dolayısıyla, İslami finansın konvansiyonel finans sistem içindeki görünümünün artması ve güçlü bir alternatif olması için bu konularda üniversitelerde ve düşünce kuruluşlarında daha çok çalışmalar yapılması gerekiyor.
Bu çalıştayda birçok husus öne çıktı. Bunlara kısaca bakacak olursak;
FİNANS İHTİYACI İÇİN: İSLAMİ FİNANS
Daha yakın zamana kadar İslami finans ya da İslam ekonomisi kavramlarını kullanmak tartışmalı konuların başında geliyordu. Bu nedenlerden dolayı İslami finans ancak bankacılık alanında yani katılım bankacılığıyla kısmen görünür olabildi. Katılım bankacılığının da var olan yapısıyla bankacılık sektöründeki payı maalesef yüzde 5’ler civarında kaldı ve bu payda fazla bir artış görülmedi.
Ancak, son dönemlerde yalnız Türkiye’de değil dünyanın bir çok ülkesinde mevcut ekonomik sistemin araçlarından ve ekonominin yapısal sorunlarından kaynaklanan sorunlar için İslami finans çözüm olarak görülmekte.
Türkiye’de bir taraftan ekonomik büyümeyi artırırken cari açık sorunuyla karşılamaması için ya da cari açığın sonrasında oluşacak dış finansman ihtiyacı nedeniyle ekonomide kırılganlıkların oluşmaması adına İslami finansın önemli bir potansiyeli olması bekleniyor.
Vatandaşların birikimlerinin ekonomiye aktarılması için İslami finans araçlarının geliştirilmesi ve hatta tüm alanlarda sunulacak çeşitli finans araçları sayesinde dış finansman ihtiyacının azaltılmasının önemli bir adım olduğu açık.
MEVCUT EKONOMİK SİSTEM KRİZLERİ BESLİYOR
Mevcut sistem sahip olduğu finansal araçlarla krizleri besleyen bir sistem. Şöyle ki;
Dünya ekonomisi, mevcut finans araçlarıyla sürekli krizleri besleyen ve yüksek risk unsurları nedeniyle artık kırılganlıkları adet haline getirmiş bir yapıya sahip.
Reel ekonomiyi yönetmek için faiz oranlarını yönetmeye odaklanmak, spekülatif atakları, spekülasyonları ve manipülasyonları kaçınılmaz kılıyor. Oluşacak şokların etkisiyle gelen daralmalardan ve krizlerden kaçınmak da imkansız hale geliyor.
Yüksek faizlerden dolayı artan faiz ve borç ödemeleri, ülkelerin borç batağına saplanmasına ve yıllarca bu borçtan kurtulmak için adeta can çekişmelerine neden oluyor. Bugün Afrika‘da birçok ülkenin ve gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı sorunlar bunlar.
Bu nedenle, İslami usullerde piyasaya arz edilen araçlarda türev ürünler yani toksik araçların olmaması olası krizlerin yayılmasını engelliyor. Ayrıca, İslami finansta öz sermayenin öne çıkması nedeniyle, ekonomiler istikrarsızlığa karşı daha korunaklı hale geliyor.
DÜZENLEYİCİ KURUMLARIN ROLÜ
İslami finans araçlarının çeşitlenmesi ve dolayısıyla finansal derinleşmenin sağlanması için, bu alanı düzenleyen BDDK, SPK gibi düzenleyici ve denetleyici kurum ve kuruluşlara çok ihtiyaç var. Ayrıca, çıkartılacak İslami finans araçlarının yaygınlaşması ve vatandaş tarafından güvenilir görülmesi İslami kurallara uygun olmasıyla birebir ilgilidir.
Son olarak yazının başlığı olan “İslami Finans alternatif mi tamamlayıcı mı?” sorusunun cevabı “alternatif” olacaksa bu alanda daha çok çalışmamız gerekiyor.”
Kaynak: Yeni Şafak
İlk yorum yapan siz olun