İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Ekonomik konulara vukufiyeti nedeniyle O’na Keynes diyorduk”

19 Ekim 2009 günü aramızdan ayrılan katılım bankacılığının duayen isimlerinden ve Albaraka Türk eski genel müdürü Adnan Büyükdeniz’i vefat yıldönümü olan 19 Ekim akşamı saat 19:30’da Marmara Üniversitesi İlahiyat Faükültesi Dr. Reşat Küçük sahnesinde Albaraka Türk ile birlikte tertiplediğimiz anma gecesinde dostlarıyla birlikte yad edeceğiz. Program öncesi Büyükdeniz’i ve ideallerini daha yakından tanımak için ailesinin ve sevenlerinin dilinden Büyükdeniz hakkında söylenenleri sizlerle paylaşacağız. www.dunyabizim.com sitesinin Büyükdeniz’in üniversiteden arkadaşı olan Kuveyt Türk Katılım Bankası genel müdürü Ufuk Uyan’ın sözlerine kulak vereceğiz şimdi de…

“Ufuk Bey, Adnan Büyükdeniz’le nasıl tanışmıştınız?

1981 yılında Eskişehir Anadolu Lisesi’nden 11 arkadaş Boğaziçi Üniversitesi’nin çeşitli bölümlerine girdik. Bendeniz de Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünü kazanmıştım. Bizler Anadolu’dan gelip İstanbul’un ve özellikle de Boğaziçi’nin manzaralı havasında yine İstanbul Erkek Lisesi vb. okullardan gelen Mustafa ÖzelAhmet Davutoğlu, rahmetli Adnan BüyükdenizFaysal İnci gibi Müslüman bir akımla karşılaşmıştık. Belki uzun zaman birbirimizi fark etmek, yakınlık kurmak nasip olmadı. Ancak Bebek Camii, Hisarüstü Camii ve Hisar’ın altındaki camilerde başlayan karşılaşmalar sonrasında yakın bir arkadaşlık oluştu ve daha sonraki yıllarda özellikle I. Yurt odalarında daha koyu kardeşliğe dönüşecek bir tanışmaya dönüştü. Rahmetli Adnan Büyükdeniz de Boğaziçi Ekonomi’de okuyordu ve ona ekonomideki vukufiyeti sebebiyle “Keynes” tabiri uygun görülmüştü. Rahmetli benden bir dönem önce mezun oldu ve London School of Economics’e burs bularak gitti. Ben de onu takip ederek LSE’den kabul aldım, ancak burs bulamadığım için gidemedim. Daha sonra Boğaziçi İşletme de master yaparak öğrenim hayatımı tamamladım.

Öğrencilik yıllarından sonra teşrik-i mesainiz nasıl devam etti?

Öğrencilik esnasında gelişen kardeşlik ve dostluk o dönemde evlerde yapılan ilmi ve İslami görüşmeler şeklinde devam ediyordu. Daha sonra İzmir Şirinyer’deki NATO Müttefik Komutanlığı’nda askerlik görevimi yaptım. Askerliğimi bitireceğim yıl, iş hayatına atılmak için gazetelerden iş bakıyorum. Birkaç alternatif içerisinde TÜSİAD araştırma uzmanı arıyordu. Sınavı da İzmir’de yapılacaktı. Rahmetli Adnan’la görüşerek yardımını istedim, o da o zaman genel sekreter olan İhsan Bey’i referans vermişti. Bu günlerde rahmetli Adnan arayarak Al Baraka diye faizsiz bir yer kuruluyor diye bahsetti. TÜSİAD ve bir başka alternatifim varken “Rabbim namazımı rahatça kılabileceğim, Müslümanca yaşayabileceğim bir yer nasip etti” diyerek tercihimi Al Baraka’dan yana yaptım, o zamanki adıyla “Proje ve Yatırımlar Müdürlüğü”nü tercih ettim. Daha sonra ben Proje Yatırımlar Müdürlüğü’nde çalışırken Adnan Bey de Al Baraka Türk’e katılarak Pazarlama Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı. Faizsiz bankacılığın o ilk dönemlerinde randevu almanın dahi zor olduğu dönemlerde faizsiz bankacılığın anlatılmasında, tanıtılmasında son derece önemli görevler üstlendi, ekonomiye vukufiyetiyle karşımızdakilerin ikna edilmesinde çok rolü oldu.

İnsani yönlerine dair neler söylemek istersiniz?

Yukarıda uzun uzun anlattığım gibi çok yardımsever, dürüst, çalışkan, kibar ve beyefendi bir kişiliğe sahipti. Boş işlerle çok uğraşmayan, bilimsel çalışma disiplinine sahip kararlı ve araştıran, nüktedan bir kişiydi. Konuşma yetenekleri çok gelişmişti. Nitekim daha sonra Bilim Sanat Vakfı’nda önemli görevler üstlendi, doktorasını tamamlayarak bilimsel dünya ile bağını sürdürdü.

Uzun yıllar özel finans kurumu yöneticiliği yaptı. Sektörünüz için ne ifade ediyordu?

Rahmetli Adnan yeni gelişen bir sektör olan katılım bankacılığının ilk özel finans kurumu sürecinde ve daha sonra kamuoyuna anlatılmasında, Türkiye’deki gelişmelerin yurt dışına anlatılmasında etkin bir rol üstlendi. Karşımızda 100 yıllık konvansiyonel faizli bir bankacılık örneği var iken, karşımızda onlarca asırlık dünya bankacılık alışkanlıkları var iken reel ekonomiye hizmet eden, yalnızca üretime hizmet eden bir finans alternatifini anlatmak kolay değildi. Rahmetli Adnan’ın bunu en iyi şekilde yaptığına inanıyorum. Sektörümüzün duayenlerindendi. Sektörün sıkıntılı günlerinde de görev yaptı. Müslüman’ın en önemli özelliği olan “korku ve ümit arasında olmak” konusuna güzel bir örnekti. Hastane dönemlerinden birinde Abdullah Tivnikli Bey’le hastanede ziyaretine gittiğimizde “Bu murabahaların hesabını nasıl vereceğiz“ diye her zaman olduğu gibi konuştuk. Hep iyi ve doğru olanı (kâr – zarar ortaklığı projeleri) yapma niyetimiz vardı, inşallah Rabbimiz bizi faizin pençesinden kurtardığımız, iyilik yaptığımız kişilerin duasıyla hatalarımızı affeder diyerek umutlandırdık.

Adnan Bey için neler söylemek istersiniz?

Rabbim rahmet eylesin, mekânını cennet eylesin. Efendimize komşu eylesin! (Âmin.)”

Kaynak: www.dunyabizim.com

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir