Katılımgundemi.com | ÖZEL RÖPORTAJ
Katılım sigortacılığı ile 2009 yılında Neova Sigorta ile tanıştık. 2017 yılında devletin çıkardığı yönetmelik ile belli bir standarda kavuşan sektöre devlet tarafından da yeni bir oyuncu dahil oldu. Diğer taraftan konvansiyonel sigorta şirketleri katılım sigortacılığı penceresi ile bu alanda hizmet vermeye başladı. Devletin bireysel emeklilik tarafında getirdiği otomatik katılım uygulamasında ise vatandaşların üçte ikisi faizsiz fonların olduğu bireysel emeklilik planlarını tercih etti. Buradan hareketle katılım sigortacılığı sektörünün ülkemizdeki geçmişini ve gelişimini Neova Sigorta genel müdürü Özgür Bülent KOÇ ile konuştuk. Oldukça samimi ortamda geçen söyleşimizi sizlerin istifadesine sunuyoruz. KG
- Katılım bankacılığı, kar payı vb terimler hayatımızda oldukça geniş bir yer bulmaya başladı fakat “Katılım Sigortacılığı” denilince ne anlamamız gerektiğine dair net bir tablo yok önümüzde. İsterseniz buradan başlayalım.
Konvansiyonel bir banka ile katılım bankası arasındaki fark ne ise üç aşağı beş yukarı konvansiyonel sigorta şirketleri ile katılım sigorta şirketleri arasındaki fark da budur. Peki nedir katılım sigortacılığı? Konvansiyonel bir sigorta şirketinden birkaç temel fark bulunmaktadır. Birincisi ve en önemlisi, toplanan fonları ve sermayemizi tamamen faiz dışı yatırım enstrümanlarında (katılım hesabı, sukuk vb) değerlendiriyor olmamız şeklinde ifade edebiliriz. Dolayısıyla bizden poliçe alan bir müşterinin parası hiçbir şekilde yatırım neması açısından faizli bir enstrümanda değerlendirilmiyor. Bu, en önemli farkımız.
İkinci önemli farkımız ise, katılım sigortacılığı olarak değerlendirdiğimiz primlerin içerisinde dinen haram olarak nitelendirilen sigorta konularına yer vermiyoruz. Örneğin alkol satan, faizli bankacılık işlemi yapan sigorta konularına ait sigorta poliçelerinin primleri bizim havuzumuza dahil olmuyor.
Üçüncü farkımız ise biz, müşterilerden aldığımız primlerden hasar ve giderleri ödedikten sonra ve gerekli rezervleri ayırdıktan sonra kalan bir bakiye olursa bunu müşteriye iade edebiliyoruz. Bu da çok büyük rakamlar olmuyor belki poliçe tutarının %2-3’ü kadar ama sistemsel olarak en önemli farkımızın bu olduğunu ifade edebiliriz. Biz bunu müşterimize iade olarak yansıtmıyor, doğrudan müşterimizin banka hesabına havale yapıyoruz.
- Katılım sigortacılığı 2017’de resmiyet kazanırken fiili olarak katılım sigortacılığı poliçe kesme işlemi 2009 yılında Neova Sigorta ile başladı. Tarihsel süreci de dikkate alarak katılım sigortacılığı sektörünün gelişimini ve geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?
2017 yılında mevzuat oluştu ancak önceki süre zarfında bizim katılım sigortacılığı yapmamızın önünde herhangi bir engel yoktu. Yani bizim topladığımız fonu devlet tahvili, hazine bonosu vb yatırma zorunluluğumuz yoktu ama düzenleyici bir yönetmelik de yoktu. Biz kendi kendimize, iç prensiplerimizle bunu yapıyorduk. Tarihsel bir süreç olarak baktığımızda katılım sigortacılığının önünü açan düzenleme, finans kurumlarının Sanayi ve Ticaret Bakanlığından çıkıp BDDK’ya bağlanarak katılım bankası olmasına dayanıyor. O dönemden önce katılım sigortacılığı yapmak isteyen bir şirketin finans kurumlarına yatırdığı para, sistemde bir varlık olarak kabul edilmiyordu. Çünkü finans kurumları o tarihe kadar bankacılık sistemi içerisinde değildi. Bizim bağlı olduğumuzun grubun katılım sigortacılığı yapmasının sebebi de finans kurumlarının katılım bankasına dönmesi diyebiliriz. Az önce de ifade ettiğim gibi 2009 yılında lisansımızı alıp faaliyetlere başladık ancak yasal bir düzenleme vb yoktu. Biz bunu kendi kendimize, iç prensiplerimizle yapıyorduk. 2017 yılı Aralık ayında ise yasal düzenleme çıktı. Bir sermaye grubu katılım sigortacılığı yapmak istediğinde bunun yasal zemini ve şartları oluşmuş oldu. Hem bizim hem de katılım sigortacılığı yapan diğer şirketlerin faaliyetleri bu yönetmelik çerçevesinde devam ediyor.
- Sektörün geleceği ile ilgili ön görülerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Piyasada bizim müşteriye nasıl ulaştığımızda baktığımızda katılım bankalarının müşterileri, bizim en öncelikli müşterilerimiz olarak öne çıkıyor. Bu nedenle Türkiye’de katılım bankacılığı büyüdükçe bizim sektörümüz de büyüyecek. Neova Sigorta özelinde baktığımızda ise bizim müşterilerimizin %15’i banka kanalıyla yaptığımız satışlardan oluşuyor. %85’i ise acente aracılığıyla satışlarımız. Katılım bankacılığı mevcut bankacılık sektörünün %6’sını teşkil ederken katılım sigortacılığı da sigortacılık sektörünün yaklaşık %6’sını oluşturuyor. Bu tabloya baktığımızda katılım sigortacılığı aktörleri olarak bizlerin katılım bankacılığı ile birlikte büyüyeceğini ifade edebiliriz. Diğer taraftan bizim acente tarafında da büyüme potansiyelimiz var. İşimizi iyi yapıp kendimizi doğru ifade ettiğimizde oradan da yukarı doğru bir ivme yakalayabiliriz.
Hatırlarsınız ki devletimiz, bireysel emeklilik sistemine otomatik katılım sistemine geçtiğinde faizli ve faizsiz seçeneği sunma zorunluluğu getirdi. Bu aşamada katılımcıların %65’i faizsiz fonların olduğu sistemleri tercih etti. Aslında bu da bizim ulaşabileceğimiz potansiyeli gösteriyor. Her üç müşteriden ikisinin gönlünün faizsiz sistemden yana olduğunu görüyoruz. Biz katılım bankalarımızla ve acentelerimizle birlikte daha çok müşteriye dokunduğumuzda bu farkı oluşturabileceğimize inanıyoruz. Bu aşamada devletimizin de bir katılım sigorta şirketi kurmasının çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.
- Türkiye Sigortalar Birliği verilerine göre katılım sigortacılığı sektöründe açık ara öndesiniz. Bu liderlik 2020 yılında da devam eder mi?
Biz edeceğini umuyoruz. Bu alanda bizimle birlikte bu işi yapan Bereket Sigorta şirketi var. 2020 yılında da onlarla yarış halinde olacağız. Onun dışında normal sigorta şirketlerinin katılım sigortacılığı penceresi var. Onların büyüklüklerinin ise bize ulaşabileceğini zannetmiyoruz.
- Tam katılım sigortacılığı ile “katılım sigortacılığı penceresi” farkını anlatır mısınız?
Pencere sistemi, konvansiyonel yani parasını faizde değerlendiren klasik sigortacılıkla uğraşan şirketin bir katılım penceresi açmak suretiyle buradan topladığı fonları ayrı hesaplarda değerlendirerek katılım sigortacılığı hizmeti sunması diyebiliriz. Bunu hayat ve hayat dışı uygulayan sigorta şirketleri var. Ancak bu hizmeti hazinenin getirdiği sınırlama çerçevesinde verebiliyorlar. Yani yine hazinenin verdiği üç yada beş sene içerisinde bu pencereleri katılım sigorta şirketine çevirmek zorundalar. Aksi takdirde bu pencereleri tasviye etmek zorundalar. Şuan için en yaşlı katılım sigortacılığı penceresi iki yaşında. Henüz bu pencerelerin ne olacağına dair kesin bir şey söylememiz mümkün değil.
- Sektöre yeni oyuncular katılacağını öngörüyor musunuz?
Az önce de ifade ettiğim gibi katılım sigortacılığı penceresi açan şirketlerin bu pencereleri katılım sigorta şirketine çevirme potansiyelinden söz edebiliriz. Ben bu pencerelerden bir yada ikisinin şirket kuracağına inanıyorum.
Onun dışında İslam ülkelerinde tekafül hizmeti veren sermaye gruplarından dönem dönem Türkiye’de bu hizmeti vermek isteyenler oluyor. Hatta bir ara sadece sağlık alanında faaliyet gösteren Kuveyt menşeli bir şirket geldi ve Türkiye’de AŞ olarak şirketi de kurdu. Ancak hazineye başvuru aşamasında konjonktür nedeniyle bundan vazgeçtiler. Sayının artmasını bekliyoruz ancak şuan için bir başvuru olduğuna dair bilgimiz yok.
- Devlet destekli alacak sigortası, katılım sigortacılığında da olacak mı?
Devlet destekli alacak sigortası ilgili de başvurumuz oldu. Bu sigortanın katılım sigortacılığı penceresini açın, biz de bu alanda iş yapmak istiyoruz dedik. Sadece alacak sigortasında değil DASK ve TARSİM poliçelerinde de katılım pencerelerinin kurulması için başvurularımız var. Süreçleri devam ediyor.
[…] Alıntı […]